Şizofreni, hayat boyu süren ama doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen karmaşık bir beyin hastalığıdır. Genetik yatkınlık ile bilişsel ve çevresel birtakım faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Şizofreni hastaları gerçeklerle bağlarını kaybetmiş gibi görünebilir. Olmayan sesler duyabilir ve başkalarının onlara zarar vermeye çalıştığını düşünebilirler. Şizofreni, kişiden kişiye ve türden türe farklılık gösterebilir. Kimi hastalar tamamen içe kapanırken diğerleri daha hareketli ve sosyal olabilir. Etkili tedavi ile şizofreni hastalarının çoğu iyileşerek gündelik hayatını sürdürebilir. Şizofreninin nedeni henüz net bilinmiyor. Ancak uzmanlar genetik, bilişsel ve çevresel ortak etkiye sahip olduğunu düşünmektedir.
İçindekiler
Şizofreni; beynin yapı ve işleyişini değiştirerek kişilerde düşünce sapmalarına, olmayan şeyleri görme veya duymaya, içine kapanmaya, motivasyon kaybı ve konsantrasyonda bozukluğa yol açan karmaşık ve ciddi bir beyin hastalığıdır. Sanıldığı kadar nadir değildir, Türkiye’de yaklaşık 500 bin kişiyi etkilediği sanılmaktadır. Tiplerine göre kişilerde farklı durumlara yol açabilir.
Şizofreni belirtileri genellikle 16 ile 30 yaşları arasında başlar. Çok nadir olarak, çocuklarda veya 45 yaş sonrası yetişkinlerde de şizofreni görülebilir. Görülme sıklığı erkekler ve kadınlarda aynıdır ama erkekler de daha geç başlayabilir. Şizofreni genellikle yavaş başlar ve belirtilerini zaman içinde gösterir.
Paranoya nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Şizofreni kişinin diğer insanlarla iletişimini, eğitimini, çalışmasını veya günlük işlerini üstesinden gelmesini zorlaştırabilir. Ancak gelişen tedavi yöntemleriyle birlikte şizofreni hastalarının günlük hayattaki işlevsellikleri önemli ölçüde artmaktadır.
Şizofreni hastaları sanıldığının aksine tehlikeli veya saldırgan değillerdir. Erken tanı ve etkili tedavi yöntemlerinin uygulanmasıyla yüksek kaliteli bir yaşama sahip olabilirler. Tedavide tıbbi ilaçların yanı sıra toplumla iç içe olmayı amaçlayan psikososyal müdahaleler de büyük önem taşır.
Toplumdaki bazı kanıların aksine, şizofreninin gelişmesinde bireylerin veya yakınlarının yaptıkları veya yapmadıkları bir şey neden olamaz. Şizofreniyi kişiler için bir cezalandırma yöntemi olarak görmek bilimsel bir dayanaktan yoksun olmakla birlikte, şizofreni hastalığına sahip bireylerin de toplum tarafından damgalanmasına yol açar.
Şizofreni birçok risk faktörünün bir araya gelmesiyle oluşur. Bu faktörlerin hiçbiri şizofreniye tek başına yol açmaz. Bazıları yatkınlığa sebep olurken bazıları da tetikleyici bir işleve sahiptir. Şizofreni gelişiminin düşük/yüksek zekayla hiçbir ilişkisi yoktur.
Borderline kişilik bozukluğu nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Şizofreni, genel olarak bu belirtilerle kendini gösterir. Birden ortaya çıkmaz. Yavaşça ve şiddetini artırarak gelişir. Şizofreni belirtileri, uzmanlar tarafından 5 kategoride ele alınmaktadır, bunlar aşağıda yer almaktadır:
Hezeyanlar (Delüzyonlar): Gerçeklikle ilgisi olmayan yanlış inançlardır. Herkesin size aşık olduğunu düşünme, sokakta gördüğünüz kişilerin ifadeleriyle size mesaj verdiğine inanma, birinin size zarar vereceğini veya düşüncelerinizi çalmaya çalışacağını sanma en yaygın delüzyonlar arasındadır. Kişiler, aksi kanıtlansa bile delüzyonlara inanmayı sürdürürler. Delüzyonların gerçeklikle ilişkisi değerlendirilirken, kişinin kültürü, dini inancı ve eğitiminin göz önüne alınması önemlidir.
Halüsinasyonlar (Sanrılar): Zaman zaman delüzyonla karıştırılsa da halüsinasyonlar olmayan bir şeyi görme veya duyma durumudur. Şizofreniyle mücadele eden kişiler için tedavisiz dönemde halüsinasyonları gerçekten ayırt etmek imkansıza yakındır. Halüsinasyonlar beş duyuya ilişkin de gelişebilir ancak en yaygın görüleni olmayan sesler duymadır.
Düşüncelerde bozulma: Karmaşık düşüncelere sahip olma, konuşurken konuya konsantre olmakta zorlanarak kolayca başka konulara kayabilir. Televizyon izlerken, gazete okurken veya biriyle sohbet ederken zorluklar yaşanabilir. Şizofreni hastalığına sahip bireyler bu durumu düşüncelerinin sisli ve bulanık olması şeklinde yorumlarlar.
Davranışlarda ekstrem değişiklikler: Davranışlar birçok yönde değişiklik gösterebilir. Genel olarak davranışlar bir yere odaklı olmaktan çıkar ve bu durum bir işi tamamlamayı zorlaştırır. Bazı hastalar çocuksu bir hale bürünürken, bazıları tamamen eylemsizliğe geçebilir veya aşırı ve anlam verilemeyen bir hareketlilik içine girebilir.
Negatif belirtiler: Belirtilerin pozitif veya negatif olması, hastalığın bir özelliği getirmesi veya ortadan kaldırmasıyla ilgilidir. Delüzyonlar, halüsinasyonlar, düşünce ve davranışlardaki değişme ve bozulmaları hastalık ortaya çıkardığı için bunlar pozitif belirtiler olarak adlandırılır. Negatif belirtilerse sosyal ortamlardan çekilme, izolasyon, çeşitli aktivitelere ve genel olarak hayata ilişkin ilgiyi kaybetme, uyku ve konsantrasyonda zorluk gibi normalde var olan işlevselliklerin hastalık tarafından etkisizleştirilmesiyle oluşur.
Şizofrenide erken ve etkili tedavi, sonra oluşabilen tedaviye direnci azaltıyor
Kendinizin veya yakınlarınızın yukarıda sayılan belirtilere sahip olduğunu düşünüyorsanız en yakın zamanda bir uzmanla görüşmek gereklidir. Erken teşhis ve tedavi, şizofreni hastalığının belirtilerinin azaltılmasında ve kişilerin işlevselliğinin artmasında önemlidir.
Şizofreni tanısını belirlemek için tek bir yöntem yoktur. Tanıya karar vermek için bir psikolog ya da psikiyatrist belirtilerinizi dinler, geçmişiniz ve ailenizle ilgili sorular sorabilir. Bu aşamadan sonra fiziksel veya psikolojik başka bir hastalığınız olup olmadığı araştırılır.
Çünkü bazı beyin tümörleri veya travma sonrası stres bozukluğu gibi bazı psikolojik rahatsızlıklar da şizofreni belirtileriyle karıştırabilecek belirtilere sahip olabilir. Bunlar için fiziksel muayene, beyin görüntüleme yöntemleri, psikiyatrik değerlendirme ve belirti listesini tanı sistemleriyle karşılaştırma yöntemleri kullanılabilir.
Şizofreninin birçok türü vardır. Belirtiler ve gelişim süreci türlere göre farklılık gösterebilir.
Kişilerin yoğun sanrıların etkisi altında kaldığı, rahatsızlığı kabul etmeyip belirtileri saklamaya çalıştığı ve dolayısıyla toplumdan uzaklaştığı bir türdür. Paranoid şizofreniye sahip kişiler kendilerini yoğun bir tehdit altında hissedebilir; eziyet ve zulüm gördüğünü, birileri tarafından cezalandırılacağını veya öldürüleceğini düşünebilir. Kuşkuculuk yaygındır. Öne sürdüğü düşüncelerin bir kısmı sanrılarla birleştirilse de gerçeklikle bağlantılı olabilir. Diğer şizofreni türlerine göre daha geç yaşlarda başlar ve yavaş gelişir.
Hebefrenik şizofreni hastalarının zihni karışık ve tutarsızdır, bir söyledikleri diğeri ile uyuşmayabilir ve konuşmaları karma karışık olabilir. Dışarıdan bakıldığında davranışları duygusuz, yüzeysel veya uygunsuz, şapşalca ve çocuksu görülebilir. Gündelik bakım ve işlerini yapmakta zorlanabilirler. Çoğunlukla duş almak veya yemek hazırlamak gibi normal günlük işlerini yapma becerilerini bozan düzensiz davranışları vardır.
Kişilerin genelde hareketsiz ve çevrelerindeki dünyaya karşı kayıtsız oldukları türdür. Katatonik şizofreni hastaları belli bir pozisyonda uzun süre durabilir ve genellikle olaylara tepki vermez. Ara sıra yüzlerini buruşturabilir veya biçimsiz duruşlar yapabilirler.
Depresyon tedavisi: Hangi yöntem etkili? Psikoterapi mi, ilaç tedavisi mi?
Başkalarının söylediği şeyleri tekrar edebilirler, zaman zaman taşkınlık ve diğer insanlara karşıtlık gösterebilirler. Genç yaşlarda ve aniden başlayan katatonik şizofreniye sahip kişilerde yetersiz beslenme, bitkinlik ve kendilerini yaralama gibi durumlar görülebilir.
Psikozun var olduğu ancak belirtilerin hiçbir gruba dahil edilemediği ya da belirtilerin diğer gruplardaki tanı kriterlerini karşılamadığı türdür.
Pozitif belirtilerin oldukça azaldığı, ancak izolasyon, eylem azlığı, duygularda körleşme veya donuklaşma gibi negatif belirtilerin varlığını sürdürdüğü bir durumdur.
Şizofreni şiddetinin ve belirtilerin oldukça azaldığı bir dönemin ardından yaşanan çökkünlük ve depresyon halidir. Kalıntı şizofreni ile karıştırılmaması için hastalığın öyküsünden yararlanılır.
Sanrılar, hezeyanlar ve hareket bozukluklarının görülmediği; daha çok negatif belirtilerin ortaya çıktığı ve bu yüzden de fark edilmesi zor olan türdür. Kalıntı şizofreniden ayrımı hastalık öyküsü ile sağlanır.
Yüksek dozda B grubu vitamin takviyesi şizofreni belirtilerini ciddi oranda azaltıyor
Şizofreninin nedenleri bilinmediği için tedavisi genellikle belirtileri ortadan kaldırmayı veya hastanın günlük hayattaki işlevselliğini etkilemeyecek derecede azaltmayı hedefler. Delüzyon ve halüsinasyon gibi pozitif belirtiler için genel olarak ilaç tedavisi uygulanırken; ilgi kaybı ve sosyal izolasyon gibi negatif belirtiler için psikoterapiler ve psikososyal destek yöntemleri tercih edilir.
Günümüzde şizofreninin kesin bir tedavisi yoktur ancak kullanılan ilaç tedavileri, hastalığı geriletmekte ve kişinin normal bir hayat sürmesine yardımcı olmaktadır. Mevcut tedaviler, belirtilerin çoğunun kontrolüne yardımcı olmaktadır. Doğru ilaç ve doz, genellikle birtakım ilaç ve dozları sırayla deneyerek saptanır. Bu nedenle, doktorun yazdığı ilaçları kullanmak ve beklenmeyen etkilerde yine doktora zamanında başvurmak oldukça önemlidir.
Ayrıca psikoterapi, aile eğitimi, beceri eğitimi ve rehabilitasyon çalışmalarına katılmak; negatif belirtilerin etkisini azaltmak, toplumdaki damgalamayı kırmak ve hastaların ruhsal iyilik haline katkı sağlamak için gereklidir.
Şizofreni tedavisinde en sık reçete edilen ilaç grubudur. Beyindeki nörotransmiter adı verilen iletici maddeleri etkileyerek şizofreni tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir. Şizofrenideki psikozu önlemeyi amaçlar. İlk kullanımlarda yan etkiler gözlenebilir ancak bunların zamanla azalması veya tümden geçmesi beklenmektedir.
Antipsikotik ilaçlar zaman zaman diyabet, yüksek kolesterol, kilo alımı veya özellikle ağız çevresindeki kas hareketlerini kontrol edememe gibi bazı başka sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu noktada hatırlanması gereken, kişilerin bu tür ilaçlara farklı şekilde yanıt verebileceği ve bu etkilerin mutlaka doktora bildirilmesi gerektiğidir.
Şizofreni tedavisinde doğru ilacı ve dozu bulmak zaman alabilir, doktorun birkaç farklı ilaç ve doz denemesi yapması gerekebilir. İlaç kullanma ve bırakma süreçlerinin tamamının doktor önerisi ve onayıyla gerçekleşmesi gerekir. Doktora danışmadan ilaç almayı bırakmak şizofreninin ciddiyetini artırabilir, belirtiler kötüleşebilir.
Şizofreni tedavisinde şu ana kadar kullanılan ilaçlar pozitif belirtilerin azaltılmasında etkili olabilmiştir. Şizofreniyle mücadele eden bireylerin günlük hayattaki işlerine devam edebilmesi ve toplumun içindeki yerini koruyabilmesi için psikoterapi ve psikososyal destek çok büyük önem taşır.
Şizofrenide ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi alınması da gerekir. Psikoterapi, kişilerin hastalıkla ve hastalığın günlük hayattaki etkileriyle başa çıkmasını kolaylaştırır. Kişilerin hastalıklarını ve kendilerini tanımasına yardımcı olur, böylece hastalığın verdiği sinyalleri değerlendirmesini sağlayarak olası bir nüksetmeyi önlemeyi amaçlar. Düzenli olarak psikoterapi gören kişilerin genel tedavisi ve işlevsellikleri de daha olumlu sonuçlar doğurur.
Şizofreni hasta yakınlarına tavsiyeler ve şizofreniyle ilgili doğru sanılan yanlışlar
Bu süreçte en sık kullanılan yöntemlerden biri olan bilişsel davranışçı terapi (BDT) hastanın mevcut sorunları tanımasına ve çözmesine yardımcı olur. Terapi, yararsız düşünce ve davranış kalıplarını tanımaya, değerlendirmeye ve değiştirmeye odaklanır.
Zaman zaman hastalıkla baş etme konusunda zorluk yaşayan kişiler reçetesiz ilaç veya alkol kullanımına yönelebilir. Bu durumlarda, rutin tedaviye ek olarak bu davranışların bırakılması için de ek tedavi yöntemleri kullanılabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
ben sizofrenım selam
atipik psikoz hastası bir bayan komşumuz var,çok dindar ama gittikçe daha da dindarlaşıyor sokakra yürürken ezan okunursa yolun ortasında namaz kılıyor bir kere yolda namaz kılarken araba çarpmıştı,sürekli Kuran okuyor, telefon açınca uzun uzun dua ediyor sonra konuşuyor,konuşurken konudan konuya geçerek karmakarışık konuşuyor,Benimle evlenmek istediğini söyledi,bilinçli mi karar verdi anlayamıyorum.Günde… Devamını oku »
Bahsettiğiniz kişide bir düzelme oldu mu?