Emzirme döneminde beslenme ve anne sütünü artıran besinler

19 Kasım 2013   |    23 Nisan 2019    |   Kategori: Bebek Sağlığı, Beslenme ve Diyet, Gebelik Print

bebek emzirme sorulariBüyümenin en hızlı olduğu yenidoğan döneminde bebeğin yaşantısında en önemli konu beslenmedir. Anne sütü bebeğin hem sağlıklı olması, hem de tüm besin gereksinmelerini karşılaması için çok önemlidir. Anne sütü bebek tarafından kolaylıkla sindirilebilir ve enfeksiyonlara karşı bebeği ciddi şekilde korur. Anne sütü doğumdan sonraki ilk bir saatlik süre içinde ve başka hiçbir ek besin, su dahil, verilmediğinde bebeklere verilmesi gereken en ideal besindir. Anne sütünün içeriği aynı zamanda probiotik özelliktedir ve bebeği pek çok hastalıktan koruyabilir. Anne karnında steril bir ortamdan gelen bebek anne sütünün içerdiği bağışıklığı arttıran etmenlerle bebeği dış ortamdaki patojenlere karşı korunmaktadır.

Emziklilik genellikle meme büyümesi, süt salgılanmasının başlanması ve başlayan süt salgılanmasının devamı olmak üzere üç döneme ayrılır. Her bir dönem metabolik ve üreme hormonları ile denetlenmektedir. Metabolik hormonlar büyüme hormonu, kortikoidler, insülin, tiroksin, üreme hormonları ise östrojen, progesteron, prolaktin ve oksitosindir. Emzirmenin başarılı olduğunu söyleyebilmek için annenin bebeğini güçlük çekmeden, hemen doğum sonrasında emzirmesi ve bebeğin sağlıklı olarak kilo alması gereklidir. Günlük bireysel ayrıcalıklara göre 20-30g kilo alımı uygundur. Emzirme döneminde bedensel, psikolojik, doğum öncesi ve sonrası bir takım etmenlerin emzirmeye etkisi vardır.

Anne sütünü artıran faydalı besinler ve bitki çayları

Anne sütü Bedensel Etmenler

Kadının yaşının süt salgılanmasında etkin olduğu, yaşı ileri olan kadınların ortalama olarak bebeklerini daha uzun süre emzirdikleri saptanmıştır. Doğum sayısının laktasyon başarısını etkilemediği, ancak anne sütü ile beslenmenin yaygın olmadığı ülkelerde ilk emzirmenin başarısız olması halinde, kadının daha sonraki doğumlarda emzirmeyi reddedebildiği görülmüştür. Emzirmede başarı hemen doğum sonrasında bebeğin emzirilmesi ve sağlıklı tartı artışının izlenmesi ile sağlanır.

Başarılı bir emzirme için yeterli ve dengeli beslenme gerekli ise de bebeğini büyütmek, sağlıklı olmasını sağlamak ve yaşatmak amacı ile uyarılmış, beslenmesi dengeli ve yeterli olmayan bir anne bile başarılı bir emzirme dönemi geçirebilmektedir. İyi duygular, bebeği ile mutlu olmak, sevgi ile onu düşünmek, çocuğunu görebilmek, ona dokunabilmek, bebeğini yanında hissetmek, sütünün onun için en iyi bir besin olduğunu bilmek anneyi emzirmeye hazırlar, oksitosin refleksinin çalışmasına ve sütün akmasına yardımcı olur.

Anne sütü ve Psikolojik Etmenler

Anne sütüyle beslenme, kültürlere göre değişmektedir. Aile çevresi ve yakın akrabaların tutumu, güven duyulan sağlık personeli annenin duygularını etkileyebilmekte süt verimini artırmaktadır. Bebeği ile ilgili kaygılar hastalık veya sakat doğumlar baba ve yakın ve güvenilir kişilerden destek görmemek sağlık personelinin hatalı tutumu anne de kaygı yaratarak süt verimi azalabilir. Emziren kadınların doğumdan önce ve sonra meme uçlarını özel yöntemlerle emzirmeye hazırlamaları gerekir.

Dikkat Stres emzirmeyi negatif etkiliyor! Bebekler ne kadar süre emzirilmeli

Memedeki herhangi bir bozukluk veya rahatsızlığı önleyebilmek için günde bir veya birkaç kez özel egzersizler yapılabilir, meme ucu uyarılarak ve masaj yapılarak anne emzirmeye hazırlanabilir. Bu konuda yani doğum öncesi bakım ünitelerinde ayrıntılı eğitim verilmelidir.

Anne sütü ve Doğum sonrası Etmenler

Süt salgılanmasında emme uyarılarının büyük etkisi vardır. Emzirme başladıktan sonra emme uyarılarına göre anne sütünün yapımı değişkenlik gösterir.Memenin içinde süt salgılama hücre kümelerinden oluşan ve alveol adı verilen küçük kesecikler vardır. Prolaktin adlı hormon bu hücrelerden süt salgılanmasını sağlar. Alveollerin çevresinde, kasıldıklarında sütü meme ucuna doğru sağan kas hücreleri vardır.

Oksitosin adlı hormon bu kas hücrelerinin kasılmasını sağlar. Küçük tüpler ya da kanallar sütü alveolden dışarı taşır. Areolanın yakınlarında tüpler genişler ve laktifer sinüsleri oluşturur. Salgılayıcı alveoller ve kanallar destek dokusu ve yağ ile çevrelenmiştir. Memeye şeklini veren ve küçük ile büyük meme ayrımını yapan bu yağ dokusudur. Küçük ve büyük memeler yaklaşık aynı miktarda salgı bezi dokusuna sahiptir ve ikisi de yeterince süt üretebilir.

Başarılı bir emzirme bebeğin emmesi ile başlar. Emme laktasyonun başlamasında en önemli uyarıdır. Bebek meme emdiğinde meme ucundan duyusal ileti beyine giderek süt salgısını uyarır. Yanıt olarak ta beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön lobu prolaktin salgılar. Prolaktin kan dolaşımına karışarak memeye gider ve süt salgılayıcı hücrelerin süt salgılamalarını sağlar.  Fazla emme fazla süt yapar. Doğru bir bilgidir. Beynin tabanındaki hipofiz bezinin arka bölümü oksitosin hormonu salgılar.

Stresten uzak durmak anne sütünü arttırıyor

Oksitosin refleksine boşalma refleksi veya süt salgılama refleksi denir. Laktasyonun başlangıcında emzirmeden utanma, uterus kontraksiyonları gibi olaylar bu refleksi baskılayabilir. Bu refleksin başarısız olmasında en büyük etken de memeler sütle dolduğu halde bebeğin çok az miktarda süt emmesi ve süt yapımının uyarı azlığı nedeniyle baskılanmasıdır.

Ekonomide sunu (arz) ve istem (talep) olarak adlandırılan denge, anne ve bebek arasında da vardır. Normal bir emziklilikte, bebekte açlığını giderme isteği ve uyarısı annede süt salgılama tepkisi yaratır. İlk aylarda çocuk geceleri de dahil olmak üzere sık aralıklarla emzirilmeli ve bebeğin memeyi tamamen boşaltması sağlanmalıdır. Midenin boşalma zamanı çocuklara göre farklılıklar gösterdiğinden, anne sütü alanlarda ilk aylarda bir beslenme programı yapmak, saat aralıkları koymak sakıncalıdır.

Emzirme Döneminde Annenin Besin Öğeleri Gereksinmesi

Emzirmede annenin salgıladığı süt, aldığı besinlerin bir ürünüdür. Süt salgısı için gerekli besinler annenin kendi gereksinmesine ek sayılmalıdır. Yenidoğan bebeğin beslenmesi için annenin salgıladığı sütün enerjisi ve besin öğeleri, annenin yedikleri ile kendi vücudundaki depolardan sağlanmaktadır. Emziren bir annenin beslenmesindeki amaç, kendi fizyolojik gereksinmelerini karşılayarak, vücudundaki besin yedeğini dengede tutmak ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin öğelerini karşılamaktır.

Emzikli kadınlar için enerji ve besin öğeleri önerilirken kadınlar arası kişisel ayrıcalıklar göz önüne alınmalıdır. Bu ayrıcalıklar, sık doğumlara bağlı olarak depoların azalması, enfeksiyon sıklığı, beslenme yetersizliğinin varlığı ve derecesi, fiziksel uğraşların ağırlığı gibi enerji harcamasını arttıran etmenlerdir.

Enerji
Emzikli kadının salgıladığı sütteki enerjinin önemli bir kısmı yediklerinden sağlanır. Kadının aldığı enerji tam olarak süt enerjisine dönüşememekte, vücut dokuları da bir miktar harcanmaktadır. Diyetin sağladığı enerjinin % 80 oranında süt enerjisine dönüştüğü kabul edilmektedir. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700¬800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziklilik öneminde günlük enerji gereksinmesine 750 kkal ek yapılmalıdır. Bu miktarın 500 kkal’si annenin yediklerinden, 250 kkal’si ise gebelikte kazanılan depolardan karşılanır.

Protein
KalsiyumProtein gereksinmesi enerji alımıyla ilişkilidir. Gebelik döneminde olduğu gibi emziklilik döneminde de diyetin protein kalitesi, yani hayvansal ve bitkisel kaynaklı olması gözönüne alınmalıdır. Genellikle gelişmekte olan ülkelerde kadın, protein gereksinmesini daha çok bitkisel kaynaklardan karşılamakta ve bu nedenle sonraki gebeliklerinde maternal ve fetal malnütrisyon oluşabilmektedir. Emzikli kadının günlük diyetine ek olarak 1 adet yumurta veya 1-2 su bardağı süt eklendiğinde günlük gereksinme karşılanmış olur.

Yağlar
Emzikli annenin diyetinde doymamış yağların oranı yükseltildiğinde, salgıladıkları sütün doymamış yağ asit oranı artmaktadır.Depo yağlar süt enerjisi olarak emziklilik döneminde kullanılır.

Demir
FAO/WHO uzmanlar komitesi gebelikte ve emziklilikte 15 mg demir alınmasının kabul edilebilir olduğunu bildirmiştir. Bununla beraber ülkemizde olduğu gibi halkın çoğunluğunun diyetinde hayvansal kaynaklı yiyeceklerin az bulunması bu alım düzeyini arttırmaktadır. Ülkemizde anemi olguları çocuklarda, gebe, emzikli ve sık doğum yapan kadınlarda daha çok görülmekte ve önemli bir beslenme sorunu oluşturmaktadır. Emzikli kadın sütüyle günlük 1-2 mg demir salgılamaktadır. Emzikliler bunu karşılamak için günlük 5 mg ek Fe almalı ve anemiden korunmak için uygun beslenme önerileri yapılmalıdır.

İyot
İyot tiroid bezinden salgılanan triodotironin (T3) ve tiroksin (T4) hormonlarının bileşiminde bulunur. Emzikli kadınlarda iyot yetersizliği görülme oranı % 15’tir ve bu oran Karadeniz Bölgesi’nde % 22’lere kadar çıkmaktadır. İyot gereksinmesinin emziklilikte normalden % 50 kadar fazla olduğu ileri sürülmektedir. Emzikli kadınların da gebe kadınlarda olduğu gibi iyotlu tuz kullanmaları çocuk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak bir kimsede basit guatr oluştuktan sonra iyotlu tuzun kullanılmasının herhangi bir yararı yoktur.

Kalsiyum
tablo 5Kalsiyuma olan gereksinme emziklilik döneminde de artar. Emzikli kadının 1 gün boyunca salgıladığı süt yaklaşık 250 mg civarında kalsiyum içermektedir. Bu nedenle sık gebelik ve emziklilik geçiren kadınların artan kalsiyum gereksinmesi karşılanamadığı durumlarda kemiklerde yumuşama şeklinde beliren osteomalasi sık görülür. Bu nedenle emziklilik dönemindeki kadına 1000-1200 mg/gün kalsiyum önerilmelidir. İleride bir sağlık sorunu yaratmamak için annenin günlük diyetine 1 su bardağı süt, kalsiyumla zenginleştirilmiş süt veya yoğurt, 1 kibrit kutusu kadar peynir (30 g) koyu yeşil yapraklı sebzelerin eklenmesi önerilmektedir.

Vitaminler
Emzikli annelerde çeşitli vitamin yetersizliği bulgularının sık görüldüğü rapor edilmektedir. B grubu vitaminleri (tiamin, riboflavin, niasin) emzikli kadının enerji gereksinmesine göre ayarlanmalıdır. Yine enerji artışına bağlı olarak 1 |Jg/gün Bı2 vitamini ve 200 ug/gün folik asit verilmesi yeterli olmaktadır. Emzikli kadının kalsiyum gereksinmesinin arttığını gözönüne alarak kalsiyum emilimi ve kullanılmasını kolaylaştırmak için iklim koşulları uygun olmayan yerlerde D vitamini verilebileceği bildirilmektedir. Annenin diyetinde 3000 IU/gün A vitamini, 30 mg/gün C vitamini ve 3 mg/gün E vitamini eklenmelidir. Ayrıca vitamin fazlalığına neden olabileceği için yüksek konsantrasyonlarda vitamin ilaçlarının gelişigüzel değil, tıbbi gözlem altında kullanılması önerilmektedir.

Sıvı
Emziklilikte su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgı-lanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır. Bu miktar pratik ölçüler ile 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmelidir. Çay, kahve gibi içeceklerin süt verimini azalttığı bilinmektedir. Emzikli kadınlar için günlük alınması gereken besin öğeleri miktarları Tablo 5’te verilmiştir.

Emziklilik için hazırlıklar gebelik döneminde başlamaktadır. Tablo 6’da gebelikte ve emziklilikte kadınların özel durumlarına göre alınması gereken ek vitamin ve mineraller görülmektedir. Dengeli ve yeterli beslenen kadınlarda, gebelikte biriken deri altı yağ dokusu, emziklilikte süt yapımında kullanılır. Bu süre içinde zayıflama diyeti yapılmamalıdır.

Lohusa Anneye Pratik Öneriler
tablo altıAnneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için hemen acele etmemelilerdir. Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Bebeklerini emziriyorlarsa süt verimi için harcadıkları enerji nedeniyle eski formlarına daha kolay dönebilirler.
Gebelik sırasında önerilenden fazla kilo alınmışsa her ay iki kilo kaybetmek normaldir. Ayda 2 kilodan fazla ağırlık kaybı doğru değildir. Bu kilo kaybı ağır diyetlerle değil emzirerek ve dengeli beslenerek sağlanmalıdır.

  • Lohusalarda zayıflama diyeti uygulanmamalıdır.  Ancak unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeğe dikkat edilmelidir.
  • Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır.
  • Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.
  •  Hergün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kurubaklagil yenilmelidir.
  • Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir. Bireysel özelliklere göre gaz yapıcı besinler çıkartılabilir.
  • Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.
  • Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar yenmemelidir.
  • D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.
  • Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.
  • Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.
  • Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çayı kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon-limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.

Ihlamurun faydaları nelerdir? Ihlamur çayı neye iyi gelir, nasıl hazırlanır?

  • Sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama suları dökülmemelidir. Kuru fasülye, nohut ve barbunya gibi kurubaklagiller iyice yıkandıktan sonra ıslatılmalı ve haşlama suları dökülmemelidir.
  • Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmelidir.
  • Pekmez kan yapıcıdır, Şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.
  • Tarım ürünlerine haşare öldürücü ilaçlar atıldığından, sebze ve meyveler iyice yıkanmalıdır.
  • Yiyecekler hazırlanırken ellerin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalıdır.
  • Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.
  • Doktora danışılmadan ilaç kullanılmamalıdır.
  • Emzirme süresince bebeğin hep memede olması ve emerken uykuya dalması emzirmenin iyi gittiğinin bir işaretidir.
  • Anne dinlenmiş ve rahat olmalıdır, uzun süre oturmaktan yorulan annelere yatar şekilde emzirme pozisyonu öğretilmelidir.
  • Başarılı bir emzirme için bebek rahat olmalı, yorgun ve tok olmamalıdır, burun delikleri temiz olmalı rahat soluk alması sağlanmalıdır.
  • Bebeğin emme refleksi memenin ağzına yerleştirilmesi ile oluşur. Bebeğin ağzına birkaç damla süt sıkılarak tadını alması ve emmeyi başlatması istenmektedir.
  • Emzirme süresi her bebeğe göre değişebilir, doygunluğa ulaşması yani olgun sütü yani yağlı ve doygunluk veren sütü emmesi beklenmelidir.

Mikrobiyallerin bilgisi anne sütüyle bebeğe aktarılıyor

Sonuç Olarak
tablo7Annenin gebelikte ve emziklilikte yeterli ve dengeli beslenmesi bebeğin sağlıklı doğması ve anne sütü veriminin artmasına neden olmaktadır. Annenin gebelikte her besinin işlevsel olduğunu düşünüp besin çeşitliği ile beslenmesi et, süt ,yumurta, kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler meyveler ile su ürün¬lerini tüketmesi bebeğin beyin gelişimine katkıda bulunmakta ve ileriye yönelik sağlık sorunları da önlenmektedir

Kaynak: Gebelikte ve Emziklilikte Beslenme Prof.Dr.Gülden Köksal Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Diyetetik ABD Başkanı

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla