Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser tipleri arasında yer aldığını söyleyen Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz, kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte meme kanser riskinin de arttığını belirti. İnsan hayatını ciddi şekilde tehdit eden meme kanserinin genetik faktörlerle ilişkili olduğunu dile getiren Prof. Dr. Topuz, doğru beslenme ve yaşam şekliyle meme kanserinden korunmanın mümkün olduğunu belirtti. Erken tanı ile meme kanserinde başarı oranlarının çok arttığını vurgulayan Prof. Dr. Erkan Topuz, kadınlarda çok yaygın bir hastalık olan meme kanseri ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.Table of Contents
Meme kanseri neden olur? Belirtileri, tedavisi ve elle muayenesi
Risk değerlendirmede iki model kullanılır.
Gail modeli; adet görme yaşı, meme biyopsisi sayısı, ilk doğumdaki yaş, birinci derecedeki akraba, meme kanseri riskinin hesaplanmasında kullanılır.
Gilaus modeli; aile anemnezi, meme kanserinde duyarlı genlerin araştırmasını gösteren bir modeldir, fakat bunlar tam anlamıyla geçerli modeller değildir ve hata payları vardır.
Meme kanserinin ortaya çıkmasında rol oynayan diğer faktörler, radyasyon, hormonlar ve diyettir. Diyette yağ ve kalorinin alınması, meme kanseri sıklığını artırmıştır. Diyetin çocukluk ve gelişme çağında önemli olduğu düşünülmektedir. İleri yaşlarda ise, diyetin rolü çok daha düşüktür. Hormonlar ile meme kanseri arasındaki ilişki pek çok çalışmada gösterilmiştir. Bir çalışmaya göre, doğum kontrol hapı kullanımı veya menopoz semptomların önlenmesi için hormon kullanımı meme kanseri riskini artırmaktadır.
Progesteron nedir? Gebelikte yükselmesi veya düşmesi tehlikeli midir?
Yüksek kalori ve yağlı diyette hormon sekresyonu artış göstererek, menopozdaki kadınlarda yağ dokusunda en önemli östrojen kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Tümörü büyütebilen hormonlar yağda eridikleri için memede toplanma olasılıkları artmaktadır. Beyaz şeker, esmer şeker, beyaz un gibi rafine olan bu gıdalar kanserin beslenmesinde çok büyük rol oynamakta ve bu maddelerin kullanılması kanser riskini arttırmaktadır.
Genetik meme kanserinde oran %5-7’dir. Ailesel meme kanseri, anneden ya da babadan geçebilir. Kuvvetli aile hikayesi veya genetik yatkınlığı olanlarda takip kriterleri farklıdır, bu gruptaki kişiler meme ve yumurtalık kanseri riski yüksek olan kişilerdir. Bunlarda takip, mamografi, ultrasonografi ve jinekolojik takip çok daha ön yaşlara alınmalıdır.
Genetik test yaptırılabilirse, doğrulama mümkün olabilir. Bu kişilerde mamografi çekilme yaşı, ABD’de 25 yaşına kadar indirilmiştir. Jinekolojik muayene ise, 6 ayda bir yapılmalıdır.
Memede kitle, meme kanseri olan kadınların en sık yakınmasıdır. Diğer belirtiler; memede büyüme ve asimetri, meme başı değişikliği, meme başının içeri çekilmesi veya meme başından kanlı veya renksiz bir akıntının gelmesi, deride ülserasyon, kırmızılık, ödem ve koltuk altında kitledir.
Meme muayenesinde, kollar yanda ve yukarıda iken yapılan muayenede memenin volümü, büyüklüğü, simetrisi, göğüs kasları üzerindeki hareketleri, renk değişikliği, çekinti olup olmadığı izlenir. Hasta oturur durumda koltukaltları hasta yatar durumda ise, memelerdeki kitle veya lenf bezi olup olmadığı araştırılır. Riski olmayan kadınlarda 20 yaşından itibaren, 2-3 yılda bir kez, 40 yaşından sonra ise yılda bir kez meme muayenesi gereklidir.
Mamografi 1960’lı yıllardan itibaren memenin görüntülenmesi için kullanılır. Tanı olarak yapılan mamografi, üç yönlü olarak çekilmekte, verilen dozun meme kanseri riskini artırmadığı şimdilik kabul görmektedir. Tarama mamografisi genellikle iki yönlü yapılır, memedeki şüpheli alan veya mikrokalsifikasyonlar 1,5 kat büyütülerek tanıya gidilmelidir. Ultrasonografi, mamografiden sonra en sık kullanılan tanı yöntemidir.
Özellikle genç kadınlarda tercih edilir. Kistik ve solid kitle ayrımında önem kazanır. Genç kadınlarda, meme dansitesi artmış olduğundan mamografiye büyük oranda yardımcı olur.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) memenin çok yoğun olduğu genç kadınlarda, lokal ileri meme kanseri olanlarda tedaviye cevabın değerlendirilmesinde, meme koruyucu cerrahi uygulanan hastalarda ve meme protezi uygulanan kadınlarda kullanılmalıdır. Duktografi kanlı seröz meme başı akıntısı olan kadınlarda, akıntı gelen kanala kontrast madde verilerek bu kanalın görüntülenmesidir.
Biyopsi amacıyla değişik tetkikler kullanılır. Trucut biyopsi, öncelikle tercih ettiğimiz bir şekildir. Gerekirse tümör kitlesinin belli bir parçası da çıkarılabilir. Trucut biyopside ve cerrahi biyopside dikkatli olunmalıdır, çünkü bu esnada hematon tümörün yayılmasını hızlandırabilir.
Tümörün lenf bezlerini tutması, tümörün büyüklüğü, hastanın yaşı, memenin büyüklüğü ve meme koruyucu cerrahi için doktorun dikkat edeceği hususlardır. Koltukaltı pozitif (+) tümör büyükse, yani meme koruyucu şartlara uygun değilse, hasta da arzu ederse memesinin korunması için neoadjuvan dediğimiz kemoterapi ile üç kür, kemoterapi sonrası tümör küçültülerek, cevaba göre meme koruyucu yapılabilir.
Kemoterapi nedir? Kanser tedavisinde nasıl uygulanır, yan etkileri nelerdir?
Sentinal lenf nodu biyopsisisi, klinik olarak koltukaltı negatif olan erken evre meme kanserli hastalarda deneyimli merkezlerde standart olarak uygulanır. Sentinal lenf nodu negatifse, biyopsisinde koltukaltı lenf bezi diseksiyonu gerekmez. Pozitif ise; lenf bezi diseksiyonu gerekebilir. Bir de tedavi yaklaşımında histolojik grat dediğimiz, tümörün atipik hücre bakımından zengin olmasını değerlendirdiğimiz hastalarda kemoterapi şarttır.
Çünkü grat yüksek olan hastalarda, metastaz olayı daha yüksektir. Kanser tedavisinde en önemli rol oynayan faktörler; östrojen -progestron durumu ve HER-2 durumudur.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
şekerli yiyecekler,glikoz kanserli hücreleri tetiklediğini söylüyorlar bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. keten tohumunu nasıl kullanmalıyız, kemoterapi sırasında kullanabilirmiyiz