Epilepsi, beyin hücreleri arasında yaşanan normal elektriksel aktivitenin, değişik sebepler sonucu, geçici olarak bozulması şeklinde açıklanır. Kısa süreli elektriksel boşalımla ortaya çıkan bu durum ise, nöbet olarak tanımlanır. Nöbetin türü, bu anormal elektriksel boşalımın beyin bölgesinin neresinde gerçekleştiğine, bu bölge ile sınırlı kalıp kalmadığına ve beynin diğer bölgelerine ne hızda yayıldığına göre değişkenlik gösterir.
Tıpta, çok kısa süreli dikkat kaymasından uzun süreli konvülsiyonlara (havale) kadar otuzdan fazla farklı nöbet türü tanımlıdır. En sık karşılaşılan epilepsi nöbetleri ise jeneralize (tüm beyne yayılan nöbet çeşidi), parsiyel (yalnız sınırlı beyin bölgesinden kaynaklanan nöbet türü) ve sekonder jeneralizedir (sınırlı bölgeden başlayarak beynin tamamına yayılabilen nöbetler).
Epilepsi ile ilgili bilinmesi gerekenler ve sara krizinde yapılması gerekenler
Nöbetler sırasında bilinç, davranış, hareket ve algı fonksiyonları kısa süreli olarak bozulur. Her ne kadar epilepsi için baygınlık, vücutta kasılma, ağızdan köpük gelmesi gibi belirtiler tanımlansa da nöbetler, bayılma olmaksızın yalnızca donup kalma, boş bakma, tekrarlayıcı çiğneme-yutma hareketleri, sıçrayıcı anormal kol-bacak hareketleri, anormal koku duyma ya da algı bozuklukları şeklinde ortaya çıkabilir. Tek bir nöbet geçirmiş olmak epilepsi tanısı konulması için yeterli değildir. Epilepsi hastalığından ancak nöbetlerin tekrarlayıcı özellik göstermesi durumunda bahsedilebilir.
Epilepsi, çocukluk çağında en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri olup toplumdaki sıklığı yüzbinde 20-50 oranındadır. Bu hastalıkta cinsiyetler arası fark yoktur ve hastalığın kadınlarda da erkeklerde de görülme oranı eşittir. Epilepsi çocukluk ve gençlik döneminde en sık görülen hastalık olup, 65 yaş ve üzerinde de sıklık artışı gösterdiği bilinmektedir. Epilepsinin nedenleri arasında, beyinde gelişimsel bozukluklar, genetik, tümoral, damarsal, enfeksiyon ve metabolizma hastalıklar gösteriliyor. Bunların dışında sebebi bulunamayan nedenler de epilepside ayrı bir grup oluşturur. Ayrıca uykusuzluk, açlık, ateşli hastalıklar, kullanılan bazı ilaçlar da nöbetlerin ortaya çıkışını tetikleyebilir.
Epileptik nöbetler, genellikle 1-2 dakika içinde kendiliğinden sonlanır. Hastanın, nöbet sırasında sert ve keskin objelerle kendine zarar vermemesi için çevresel faktörlerden uzak tutulması gerekir. Ayrıca hastanın nefes almasını güçleştiren giysilerin gevşetilmesi ve hastanın rahatlatılması önerilir. Nöbet durumlarında kesinlikle hastanın ağzı kaşık ya da parmak yardımıyla açılmaya çalışmamalı, yaşanan kasılmaları önlemek için vücuduna gereksiz kuvvet uygulanmamalıdır. Bu müdahaleler, nöbetin sonlanmasına katkı sağlamanın aksine, hastada dişlerde kırılmaya, ortopedik travmalara ve kanamalara yol açabilir. Kolonya vs. koklatmak ise tamamen yararsız uygulamalardır.
Nöbet süresi uzayan, birbirine eklenen ve sonlanmayan nöbetler ise mutlaka hastane koşullarında müdahale gerektirir. Nöbet sonlandıktan sonra hasta hemen kendine gelemeyebilir, aşırı yorgunluk, sersemlik hissi ve zihin karışıklığı hissedebilir.
Epilepsi tanısı için, nöroloji uzmanının klinik değerlendirmesi, elektroensefalografi (EEG), kan biyokimya tetkikleri ve manyetik rezonans-MR (beyin görüntüleme) ne kadar önemliyse, nöbet sırasında ya da öncesinde hastanın yaşadıklarını gözlemleyebilen kişilerin yaşananları hekime doğru şekilde aktarması da bir o kadar önemlidir. Epilepsi tedavisi olan bir hastalıktır. Tedavide öncelikle hastalığın sebepleri, nöbetin özellikleri ve tipi belirlenmeye çalışılmalı, buna göre ilaç planlaması yapılmalıdır. Hastaların yaklaşık olarak yarısında tek bir ilaçla nöbet kontrolü sağlanabiliyor. Üstelik geçmişten bu güne epilepsi ilaçlarındaki çeşitlilik artarken, daha az yan etki ile daha etkin nöbet kontrolü sağlayan ilaçlar kullanım alanı buluyor. Ayrıca günümüzde epilepsi cerrahisi ile oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor.
Diğer hastalıklarda olduğu gibi epilepside de ilaç tedavisiyle birlikte beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü bazı besinler yaşanacak nöbetlerin önüne geçebilirken, bazıları da kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek nöbet sıklığını ve şiddetini etkileyebiliyor. İşte epilepsi hastalarının tüketmesi ve uzak durması gereken o besinler…
YAZIYI PAYLAŞ